Cumartesi, Şubat 14, 2009

FAS KRALLIĞI

FARKLI BİR ÜLKE: FAS KRALLIĞI*
Prof. Dr. Aysen TOKOL
  • Fas Krallığı, kuzeybatı Afrika'da yer alan Arap ülkesidir. İspanya’dan Cebelitarık Boğazı ile ayrılır. Akdeniz ve Atlantik Okyanusu'na kıyısı olup, Afrika'nın Avrupa'ya yaklaştığı uçta, Avrupa’ya 14 km uzaklıktadır. Afrika'nın en ucundaki Tangier şehri Fas'a, Fas topraklarındaki Ceuta ve Melilla İspanya'ya aittir. Yüzölçümü 446.550 km kare, güneyinde hak iddia ettiği,1975'ten beri yönettiği Batı Sahra Dahil 710.850 km karedir.
  • Ülkenin adı, İslam dünyasının en batısındaki ülke anlamına gelen "el Magribu'l-Aksa”, İngilizce 'Morocco' ya da 'Maroc', ülkemizde Fas’tır.
  • Fas tarih öncesi çağlara dayanan uzun bir geçmişe sahiptir. Rabat, Casablanca ve diğer şehirlerde bulunan arkeolojik bulgular ülke topraklarında çok eski çağlardan bu yana yaşam olduğunu göstermiştir. M.Ö. 2000 yıllarından itibaren Berberiler ülkeye yerleşmişlerdir. M.Ö. 1000 yılında Fenikeliler, M.Ö V. yüzyılda da Kartacalı’lar ticari koloniler kurmuş ve geliştirmişlerdir. Kartacalı’lara karşı M.Ö. 400 yılında Berberi kavimler güçlerini birleştirerek Mauretania Krallığı’nı kurmuşlardır. M.Ö. 146 yılında Romalılar hakimiyet alanlarını bu bölgeye genişletmişlerdir. Romalılar Mauretania Krallığı’nı ikiye bölerek zayıflatmışlar, ülke toprakları üzerinde yeni şehirler kurmuşlardır. Bu topraklarda III. yüzyılda hırıstiyanlık yayılmaya başlamış ve İspanya’dan gelen Vandallar zayıflayan Romalıları yenerek ülkeyi ele geçirmişlerdir. VI. yüzyılda da Bizanslılar Akdeniz sahilleri boyunca bazı bölgeleri almışlardır.
  • VII. yüzyılın sonunda Araplar İslâmiyeti yaygınlaştırmak amacıyla bu bölgeye saldırılara başlamışlardır. 681 yılındaki ilk saldırının ardından, 705 yılında Moussa Ibn Nosaïr tarafından, Tangier şehrinden Draa Vadisi’ne kadar olan bölüm, Ummayyad Halifesi’nin kontrolü altına alınmıştır. 711 yılında da Moussa Ibn Nosair’in komutanı Tarıq Ibna Ziyad komutasındaki ordu İspanya topraklarına girmiştir. Direnişe rağmen Berberiler arasında İslâmiyet kısa sürede yayılmıştır. Magrip Berberileri Arap yöneticilerin davranışlarına karşı isyan başlatmış, doğudan gönderilen birliklerle Berberiler arasındaki mücadele otuz yıldan fazla sürmüştür. 739-772 yılları arasında küçük devletler oluşturulmuş, Batı Magrip, halifelerin gücünü kabul etmiştir.
  • İslam dünyasının Sünnî ve Şiî olarak bölünmesi ve 786 yılında Ummayad Halifesi’nin şii’leri ezmesi üzerine Fas’a kaçan Idriss Ibn Abdallah- Idris I, 789 yılında Idrissid Devletini kurmuş ve Fés şehrini kurmuştur. Oğlu Idriss II Fés’i başkent yapmıştır. Idriss II’nin ölümünden sonra devlet onun oğulları arasında bölüşülmüş daha sonra parçalanmıştır.
  • 1062- 1147 yılları arasında güneyde Al Mourabitoun veya Almoravid olarak bilinen devlet güç kazanmıştır. Başkenti Marrakech olan devletin sınırları, Youssef Ibn Tachfin döneminde tüm Kuzey Afrika ve Endülüs’ü içine alacak şekilde genişlemiştir. Ali Ben Youssef döneminde de Endülüs Kültürü’nün Fas’ta yaygınlaşması sağlanmıştır. Zamanla devlet gücünü yitirmiştir.
  • 1125 yılında Ibn Toumart, bir dini doktrin oluşturarak kendini mehdi ilan etmiş, Almoravid Devletine karşı, halkı etkileyen vaazler vermeye başlamıştır. Ölümü üzerine yerine geçen Abd el- Moumen, güvenilir lider kabul edilmiş, 1146-1147 yılları arasında Almoravid Devleti’nin önemli şehirlerini ele geçirmiştir. Almoravid Devleti 1147 yılında, Abd el- Moumen’in kurduğu, 1269 yılında sona eren Almohad Devleti’nin hakimiyeti altına girmiştir. Almohad Abd el- Moumen iktidarda kaldığı süre içinde her alanda birçok reform yapmış, Arapların desteğini kazanmıştır. Oğlu Yacoub el- Mansour da bunları devam ettirmiştir. Zamanla Almohad Devleti zayıflamış, 1212-1269 arasında İspanya’daki Endülüs Bölgesi’nin önemli bölümü ve birçok yer kaybedilmiştir. Almohad Devleti’nin dağılmasından sonra bölgeye küçük devletler, emirlikler hakim olmuşlardır. Almohad topraklarının bir bölümünü, 1248 yılında kurulan Merinid Devleti ele geçirmiştir. Merinid Devleti’nin en parlak dönemi 1331-1349 yılları arasında iktidarda olan Abou el- Hassan Dönemi olmuştur. 1415 yılında Portekiz’ler Fas topraklarındaki Ceuta şehrini almış, 1420 yılında Merinid Devleti, Wattasid Devleti’nin egemenliği altına girmiş, 1465 yılında tümüyle ortadan kaldırılmıştır. Wattasid Devleti ise 1420 yılında itibaren güçlenmeye başlamış, 1465–1549 yılları arasında tek hakim güç haline gelmiştir. Wattasid Devleti döneminde 1492 yılında Endülüs Bölgesi’ndeki Granada kaybedilmiştir. Portekiz ve İspanya Fas topraklarına saldırılar düzenlemiş, Bu saldırılar sonucunda Portekiz Fas’ın Atlantik Okyanusu kıyılarını ele geçirmiştir.
  • XVI. yüzyılın başında hırıstiyan ordularının Fas topraklarına yönelmesi üzerine 1509 yılında Avrupalılara karşı direniş hareketinin başına Beni Saad Şerifi lider olarak geçirilmiştir. 1526 yılında Marrakech Saadian Devleti’nin başkenti olmuştur. Saadian Devleti döneminde Portekiz’e karşı mücadele verilmiş, Portekiz’in işgal ettiği topraklardan bir bölümü geri alınmış, 1578 yılında yapılan savaş sonrasında Portekiz’in Fas Rüyası sona erdirilmiştir. 1578-1603 yılları arasındaki Ahmed el- Mansour Dönemi Saadian Devleti’nin en güçlü olduğu dönem olmuştur. Saadian hakimiyeti 1659 yılında Alaouıte Devleti tarafından sona erdirilmiş, Alaouite Devleti kısa sürede tüm Fas topraklarını ele geçirmiştir. Alaouite döneminde ise en parlak dönem Moulay Ismaïl dönemidir. Moulay Ismaïl başkenti Meknés yapmış, merkezi yönetimi güçlendirmiş, Tangier, Mehdya, Larache şehirlerini Avrupalılardan geri almıştır. Alaouite Devleti de zaman içinde gücünü yitirmiştir.
  • 1800’lü yıllarda Cezayir ve Tunus’u işgal eden Fransa, zayıf yöneticilerin elinde bulunan Fas’ı da işgal etmek için çeşitli girişimlerde bulunmuş, Almanya çıkarları nedeniyle buna engel olmuştur. Ancak 1912 yılında imzalanan Fés Anlaşması’na dayanarak Fransa Fas topraklarının büyük bölümünü işgal etmiş, Rabat’ı başkent yapmıştır. Aynı yıl ülkenin kuzeyi İspanya’nın eline geçmiş, Tangier uluslararası bağımsız bir şehir olmuştur. Fransız işgali sırasında ülke Fransızların tayin ettiği genel vali tarafından yönetilmiş, kral dini lider olarak kalmıştır. Fransızlar ulusal bütünlüğü bozmak amacıyla Berberilere kısmi özerklik tanımışlardır.
  • II. Dünya Savaşı Fas halkının bağımsızlık isteğini ortaya çıkarmış, 1942 yılında müteffikler Fas’a gelmiş, ABD başkanı bağımsızlık için sultana destek sözü vermiştir. Bu dönemde bağımsızlık mücadelesine öncülük etmek amacıyla İstiklal Partisi kurulmuştur. Ancak partinin ileri gelenleri, faaliyetlerinden dolayı, kısa sürede tutuklanmışlardır. Bu durum halkın bağımsızlık mücadelesine desteğini arttırmış, mücadeleyi destekleyen Mohammed V sürgüne gönderilmiştir. Sürgün, bağımsızlık hareketine yeni bir ivme kazandırmıştır.
  • Uluslararası alanda Fransa’nın desteklenmemesi, Birleşmiş Milletler’in konuyu gündeme almasının ardından, Mohammed V ülkeye geri dönmüş, ülke 1956 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur. Aynı yıl İspanya kuzeyde işgal ettiği bölgelerin bir bölümünden çekilmiştir. Ancak Ceuta ve Melilla İspanya’nın elinde kalmıştır. Fransızların çekilmesinden sonra Kral Mohammed V ülke yönetimiyle ilgili yetkileri ele almış, 1961 yılında ölümü üzerine oğlu Hassan II, onun 1999 yılında ölümü üzerine Mohammed VI kral olmuştur.
  • Halen demokratik monarşi ile yönetilen ülkede, kral her türlü yetkiyi elinde tutmakta, başbakanı, hükümet üyelerini, ordu komutanlarını ve üst düzey yetkilileri atamaktadır. Parlamentonun yetkileri sınırlıdır. Ülkenin yasal sistemi Fransız ve İslâmî kurallara dayalıdır.
  • Fas’ın başkenti Rabat’tır. Ülke 37 bölge ve 2 vilayetten oluşur. Bunlar; Agadir, Al Hoceima, Azilal, Beni Mellal, Ben Slimane, Boulemane, Casablanca, Chaouen, El Jadida, El Kelaa Des Srarhna, Er Rachidia, Essaouira, Fés, Figuig, Guelmim, Ifrane, Kenitra, Khemisset, Khenifra, Khouribga, Laayoune, Larache, Marrakech, Meknés, Nador, Ouarzazate, Oujda, Rabat-Sale, Safi, Settat, Sidi Kacem, Tanger, TanTan, Taounate, Taroudannt, Tata, Taza, Tetouan ve Tiznit olarak sıralanır.
  • Ülke 33 milyon nüfusa sahiptir. Bu nüfusun % 55'ini Araplar, %34’ü Berberîler, %10’nu Moritanya kökenli Moorlar, kalan nüfusu da İspanyollar başta olmak üzere diğer Avrupalılar oluşturmaktadır. Resmî dini İslâm olan ülke halkının % 98.7'si Müslüman, %1.1’i Hırıstiyan, %0.2’si Musevî’dir.
  • Ülkenin resmî dili Arapça'dır. Dağlık yörelerde birçok lehçeden oluşan Berberîce konuşulmaktadır. Ancak bu lehçelerden sadece Tuareg Lehçesi’nin yazı dili bulunmaktadır. Fransızca başta devlet dairelerinde olmak üzere ülkede yaygın biçimde kullanılmakta, ayrıca İspanyolca ve İngilizce de konuşulmaktadır.
  • Ülkenin Atlantik Okyanusu kıyısında verimli ovalar bulunmakta, Rif Dağları kuzeyde Akdeniz kıyısı boyunca devam etmektedir. Atlas Dağları Fas topraklarından başlamakta, bu dağ sırasının Fas'taki yüksekliği 4165 metreye ulaşmaktadır. Ülke topraklarını boydan boya geçen Atlas Dağları arasında verimli vadiler, yaylalar yer almaktadır. Fas her bölgesi kurak, bir çöl ülkesi değildir. Ülkenin güneyi ve Batı Sahra dışında kalan yerleri yeşilliklerle, palmiye, mantar ağaçları ile kaplıdır. Dolayısıyla ülkeye gittiğinizde belirtilen bölgelere yönelmedikçe tanıtım afişlerinde gördüğünüz çöl manzaraları ile karşılaşma olanağınız söz konusu değildir.
  • Fas dünyanın en büyük fosfat ve ürünleri üreticisidir. Hizmet sektörü, bunun içinde turizm gelişmiştir. İmalat sektöründe tekstil ve hazır giyim önemlidir. Tarım sektörü işgücünün büyük bölümünü istihdam etmektedir. Tangier, Fés, Agadir üçgeni ülkenin önemli tarım alanlarını oluşturur. Ülkede arpa, buğday, keten tohumu, zeytin, portakal, limon, badem ve hurma ve üzüm yetiştirilir. Turunçgillerin satışında dünyada üçüncü sıradadır.
  • Fas Türkiye’den yaklaşık 4- 4.5 saatlik bir uçuş mesafesindedir. Ülkenin çeşitli şehirlerinde iç ve dış bağlantılı havaalanları bulunmasına karşılık Türkiye’den THY ve Fas Kraliyet Havayolları sadece Casablanca şehrine uçmaktadır. Bu şehirden tren, uçak veya otobüs ile diğer şehirlere kolaylıkla ulaşılabilmektedir.
  • Tüm büyük şehirlerde şehir içi ulaşımda taksi iyi bir seçenektir. İki çeşit taksi söz konusudur. Bunlardan üzerinde “Petit” yazan taksiler, “Grand” mercedes marka taksilere göre daha ucuzdur. Ancak bu taksilerin çoğu, küçük ve oldukça eski model arabalardan oluşmakta olup, bir bölümünde eşyalar taksinin üzerindeki bölümde taşınmaktadır. Taksiler ana caddelerde turistlerin fazla olduğu otel ve önemli tarihi eserlerin yakınında durmaktadırlar. Taksiye binecekseniz, otelinizden, gitmeyi düşündüğünüz yerin yaklaşık fiyatını sormanızda yarar vardır. Buna olanak yoksa mutlaka taksiye binmeden önce pazarlık yapmanız gerekir. Bazı şehirlerde yakın mesafeler için fayton da iyi bir seçenektir. Ancak faytona binmeden önce de pazarlık yapmanız şarttır.
  • Ülkede iklim bölgelere göre çeşitlilik göstermektedir. Denize, Rif ve Atlas Dağlarına yakınlık iklimi etkilemektedir. Deniz kıyısına yakın bölgelerde ılıman bir iklim, Atlas Dağlarının eteklerinde yer alan iç bölgelerde çöl iklimi görülmektedir. Ülke genelinde yaz aylarında hava çok sıcaktır.
  • Fas deniz, dağ, kara sporlarının çoğunun yapılabildiği ender ülkelerden biridir. Ülkeye gidiş amacınız bu sporlardan birini yapmak ise o durumda ülkeye gidiş mevsiminiz yapacağınız spor türüne göre değişecektir. Ancak seyahat amaçlı gidiyorsanız Fas’a gitmek için en uygun zaman kış aylarıdır. Kasım, aralık, ocak, şubat, ve mart ideal aylardır. Ancak bu aylarda da giyim konusunda dikkatli olmanız gerekir. Zira hava gündüz oldukça ılık ancak geceleri soğuktur. Gece ve gündüz arasında önemli ısı faklılıkları söz konusudur. Bu nedenle seyahat öncesi hava durumunu öğrenmeniz gerekir. Ayrıca Fas’ta bölgelere göre iklim farklılık gösterdiği için, ülkenin farklı bölgelerini aynı anda ziyaret edecekseniz, gideceğiniz yerlerin tümünün ayrı ayrı gece ve gündüz hava sıcaklıklarını önceden belirlemenizde yarar vardır.
  • Fas’ta kadınların özellikle yaz aylarında giyimlerine daha fazla dikkat etmesi gerekir. Ülkede hem kadın hem de erkekler için tam bir giyim kargaşası söz konusudur. Özellikle şehirlerin eski bölümlerinde kısmen de yeni bölümlerinde peçeli, örtülü veya celleba giyen kadınlarla, örtülü olmayan kadınlar yan yana birlikte yürüyebilmekte, peçeli veya sıkı sıkıya örtülü bir kadın bisiklet veya motorsikletle dolaşabilmekte, bu konuda bir hoşgörü olduğu görülmektedir. Ancak sokaklarda örtülü dolaşmayan kadınların fazla dikkat çekmeyecek tarzda giyindikleri de gözden kaçmamaktadır.
  • Fas’ta her bütçeye uygun farklı konaklama seçenekleri söz konusudur. Ancak hijyen koşullarını dikkate alarak otel seçimi yapmak, istenilmeyen sağlık koşulları ile karşılaşmanızı engelleyecektir. Bu nedenle özellikle seyahat şirketlerinin düzenlediği turlarla, kış mevsiminde bu ülkeyi seyahat ederseniz çok sayıda, iyi hizmet sunan beş yıldızlı otellerden birinde uygun fiyatla kalmanız söz konusu olacaktır. Bireysel seyahat etmeniz halinde gidilen otelin üç yıldızın altına düşmemesine ve yoğun sezonda gidiyorsanız önceden rezervasyon yaptırmaya özen göstermelisiniz. Otel seçiminde dikkat edilecek diğer önemli konu büyük şehirlerde genelde oteller yeni, gezilecek yerler eski şehir bölümünde yer aldığından, şehrin yeni tarafında eski şehire en yakın otellerden birini tercih edilmeniz iyi olacaktır.
  • Fas’ın para birimi Dirhem’dir. Ancak bazı yerlerde euro da kabul edilmektedir. En iyi yöntem harcamayı düşündüğünüz kadar dirhemi yanınızda bulundurmak, euro’nun kabul edildiği yerlerde euro kullanmaktır. Kredi kartını ise sadece büyük otel, restaurant ve mağazalarda kullanmaya özen göstermeniz yerinde olacaktır. Ayrıca yanınızda bol miktarda bir, beş ve on dirhemden oluşan madeni para bulundurmanızda yarar vardır. Zira sunulan her hizmet karşılığında, bazı yerlerde fotoğraf çekme bedeli olarak sizden para istenmekte, bu değerlerdeki madeni paralar sorununuzu çözmektedir.
  • Fas’ta fotoğraf çekerken dikkatli olmanızda yarar vardır. Resmi ve askeri yerlerin fotoğrafını çekmemeye özen göstermelisiniz. Ayrıca bazı şehirlerde, halk, kendi fotoğraflarının veya size ilginç gelen ancak onların çekilmesini arzu etmediği yerlerin, davranışların fotoğrafının çekilmesine, turistik yerlerde de fotoğraf çektikten sonra para ödenmemesine tepki gösterebilmektedir. Fés, Marrakech gibi bazı şehirlerde ise tarihi yerleri gezerken sokaklarda sizin fotoğrafınızı çeken kişilerle karşılaşabilirsiniz. Bunlar yerel fotoğrafçılar olup, sizden veya rehberinizden otelinizin adresini almakta ertesi gün çektiği fotoğrafları otelinize getirmektedirler.
  • Fas’ta, Casablanca şehrindeki Hassan II Cami dışındaki camilere Müslüman olmayanların girmelerine izin verilmemektedir. Müslüman olanların ise ibadet amacıyla camiye girip bu arada camiyi görmesi söz konusudur.
  • Fas alışveriş yapmayı sevenler için adeta bir cennettir. Her şehirde büyük bir geleneksel çarşı bulunmaktadır. Marrakech ve Fés'teki çarşılar ülkenin en güzel çarşılarıdır. Ayrıca, Fas'ta geleneksel çarşıların dışında, şehrin modern bölgelerinde sınırlı sayıda lüks mağazalar da bulunmaktadır.
  • Fas’tan alınabilecek hatıra ve hediyelik eşyalar arasında; Fés porselenleri, deriden yapılmış giyim eşyaları, uzun, kadın ve erkeklerin her yerde giydiği, farklı renklerde ve farklı kalınlıktaki kumaşlardan yapılan kapişonlu, tüm vücudu örten entari şeklindeki yerel giysi Celleba ve altına giyilen renkli babuş adı verilen terlikler, berberi takıları, gümüş objeler, kilim, dokuma halılar, çeşitli tekstil ürünleri, çeşitli baharatlar, hem yemeklerde hem de güzellik malzemesi olarak kullanılan argan ağacından elde edilen argan yağı, hançerler, çeşitli bakır objeler, dekoratif tajine kapları sayılabilir.
  • Fas, adeta bir “kapılar” ülkesidir. Eski evler islam geleneği gereği kalın duvarlar arkasındaki bahçeler içine yerleştirildiğinden kapılar ön plana çıkmış, evlerin, sarayların medreselerin giriş kapılarına büyük bir özen gösterilmiştir. Ahşap işçiliğinin muhteşem örneklerini görebileceğiniz kapılardaki tokmaklar da en az kapılar kadar şık ve anlamlıdır. Eski evlerin kapılarında genelde iki farklı büyüklükte tokmak yer almakta, ev sahibi gelen kişinin kadın mı?, erkek mi? olduğunu çalınan tokmağın sesine göre belirleyebilmektedir. Bu nedenle Fas’tan alınabilecek hediyelik eşyalar arasına içlerinde ayna bulunan kapıları ve tokmakları da eklemenizde de yarar vardır.
  • Fas’ta alışveriş yaparken dikkat edilecek en önemli konu iyi bir pazarlık yapmaktır. Ancak bu ülkede diğer doğu ülkelerinde olduğu gibi ne kadar iyi pazarlık yaparsanız yapın aldığınız malı aynısını mutlaka daha ucuza alan bir kişi ile karşılaşmanız kaçınılmazdır. Bir malı beğendiğinizde satıcının verdiği fiyatı dikkate almadan asla vermeyeceğini düşündüğünüz bir fiyatı söylerseniz satıcının tepkisi, sizin verdiğiniz fiyatın ne kadar üzerinden pazarlığı başlattığı, size fiyat hakkında belli bir fikir verebilecek, kısmen fazla fiyat ödemenizi engelleyebilecektir. Ayrıca alışveriş yapmayı düşünmüyorsanız asla tezgahlara yaklaşıp fiyat sormayın. Bir malı elinize alıp incelemeyin. Zira artık satıcının ısrarından, hatta sokak satıcılarının sizi sürekli izlemesinden kurtulamazsınız. Sadece ufak bir hatıra eşya alacaksanız en iyi yöntem geleneksel çarşıları sadece görmek için dolaşmanız, alışverişinizi kaldığınız otel veya havaalanından strese girmeden yapmanızdır.
  • Fas güvenlik açısından fazla sorun yaşanacak bir ülke olarak görülmemekle birlikte, halkın gelir düzeyi çok düşük olduğu için dikkatli olmanızda yarar vardır. Pasaportunuzu ve fazla paranızı otelde bırakmanız, çarşı ve kalabalık mekanlarda, dar ve karanlık ara sokaklarda dikkatli olmanız, bir seyahat şirketi ile gitmişseniz özellikle Casablanca şehir merkezindeki otellerde bavullarınız otobüse yerleştirilirken yanında bulunmanız iyi olacaktır.
  • Sağlık koşulları açısından Fas’ta gidilecek yöreye göre hareket edilmesi önemlidir. Ülkenin güney bölgeleri ve Batı Sahra Bölgesi’ne gidecekseniz gerekli sağlık malzemelerini yanınızda götürmenizde hatta bazı hastalıklara karşı aşı olmanızda yarar vardır. Ancak kuzey bölgesine ve Fas kraliyet şehirlerine bir seyahat düşünüyorsanız bu durumda sadece çeşme suyu yerine şişe suyu kullanmanız, temizliğine emin olmadığınız yerlerde çiğ sebze ve meyve yememeye, açıkta satılan ürünler almamaya özen göstermeniz yeterli olacaktır.
  • Farklı lezzette yemek yemeği sevenler için Fas mutfağı çok zengin ve lezzetlidir. Fas mutfağında Fransız, İspanyol, Berberi ve Doğu mutfağının etkileri görülür. Fas’ta genellikle yemekler et ürünleri ağırlıklıdır. Bol miktarda baharat ve değişik aromalar, farklı sebze ve meyveler yemeklerde kullanılmakta, bunlar yemeğe ayrı bir lezzet vermektedir. En ünlü ve geleneksel yemeklerinin başında "tajine" adını verdikleri farklı et ve sebzelerle yapılan güvece benzeyen yemekleri gelmektedir. Ekmek ve ince bulgura benzeyen 300’e yakın çeşidi olduğu söylenen kuskus Fas mutfağının vazgeçilmezidir. Ayrıca kebap, deniz ürünleri çok tüketilen besinler arasındadır.
  • Fas’ta yemek yiyebileceğiniz yerleri belirlerken fiyatı yanında hijyen koşullarına dikkat etmenizde yarar vardır. Açık alanlarda kurulan tezgahlardaki yemekler lezzetli ancak biraz riskli olabilir. Bu nedenle daha hijyenik koşullara sahip mekanları tercih etmek gerekir.
    Fas’ta büyük şehirlerde her çeşit restaurant bulunur. Fast food yiyecek yerleri şehirlerin yeni bölümündedir. Küçük şehirlerde seçenekler daha sınırlıdır. Deniz kenarlarında ise balık lokantaları zengin çeşitler sunar.
  • Fas mutfağını sunan restaurantlardan bir bölümü turistlere yönelik olarak düzenlenmiş, bir çoğu dışarıdan bakılınca fazla bir özelliği olmayan ancak içine girilince inanılmaz güzellikte çinilerle ve oymalarla süslenmiş, yöresel yemeklerin sunulduğu yerlerdir. Bu yerlerin bir bölümünde de yemek sırasında yerel müzik gösterileri yapılır. Bu mekanlarda yemekler çok şık renkli porselenler içinde sunulur. Yemekte ilk olarak sebze ve meyvelerden yapılmış mezeler ikram edilir. Daha sonra huni şeklinde kapağı olan terracotta tajine kabı içinde ana yemek getirilir. Tatlı veya meyve ile yemek tamamlanır. Üzerine mutlaka nane çayı ikram edilir. Yemeklerin sunumu ve görüntüleri sizde sürekli fotoğraf çekme arzusu uyandırır. Turistik restaurantlar dışında yöresel yemek yenilebilecek daha pahallı ve daha şık restaurantlar büyük şehirlerde bulunmaktadır.
  • Fas’ın ulusal içeceği Nane Çayı’dır (Mint Tea). Bu çay hemen her yerde içilmekte, bazı mekanlarda size nasıl hazırlandığı özel bir seremoni ile gösterilmekte ve sunulmaktadır. Çayın yapılışı sırasında içine şeker eklendiğinden içerken içine şeker konulmasına gerek kalmamaktadır. Ayrıca lezzetli portakallardan yapılan portakal suyu, elma suyu en çok içilen içecekler arasındadır. Biralar arasında Casablanca Beer ile Flag Spéciale en çok tercih edilen biralardır. 3 önemli şarap üretim alanına sahip olan Fas’ta en iyi kırmız şaraplar arasında Amazir, Siroua, Guerrouane, L’Oustalet sayılabilir.
  • Fas’ta Fransızların etkisiyle cafe kültürü yaygındır. Ancak cafelerin Avrupa ülkelerindeki cafelerden farkı şehrin modern bölgelerindeki bazı cafeler dışında cafelerde genelde erkeklerin ağırlıklı olarak bulunmasıdır. Ayrıca cafelerde oturanların, genelde bir masa etrafında sohbet ortamında oturmak yerine caddeyi veya yolu görecek, çevreyi izleyecek şekilde oturdukları görülmektedir.
  • Aşağıda Fas Krallığı’nda görme olanağı bulduğum Casablanca, Rabat, Meknés, Fés, Marrakech ve Essaouira hakkında kısa bilgilere yer verilmektedir.

CASABLANCA

  • Casablanca şehrinin geçmişi konusunda tam bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anfa antik şehrinin bugünkü şehrin olduğu alanda kurulduğu bilinmektedir. Bu şehir Fas tarihinde XVII. yüzyılın sonu ile XVIII. başında önemli rol oynamış, XII ve XIII. yüzyılda yeniden önem kazanmıştır. Şehir, 1468 ve 1515 yıllarında Portekizlilerin saldırıları ile karşı karşıya kalmıştır. Bu saldırılardan 60 yıl sonra Portekizliler buraya yerleşmişler, eski şehrin bulunduğu yerde kurdukları şehre Casa Blanca- Beyaz Ev adını vermişlerdir. Şehir daha sonra çevre kabilelerin saldırılarına uğramış, 1755 depreminden etkilenmiştir. Portekizlilerin şehri terk etmesinden sonra şehir Sidi Mohammed ben Abdallah tarafından ele geçirilmiş, adı Arapça aynı anlama gelen Dar el-Beida olarak değiştirilmiştir. XVIII. yüzyılda şehir önemli bir ticaret merkezi olmuş, XIX. yüzyıl ortalarında önemi daha da artmıştır. XX. yüzyılın başında modern bir liman yapılmış, iyi bir şehir planı ile şehrin çehresi değişmiştir. Halen Fas’ın en büyük şehri olan Casablanca ticaret ve sanayi merkezidir.
  • Casablanca, Fas’ın diğer şehirlerinden tamamen farklı adı ile uyumlu şekilde beyaz rengin hakim olduğu modern bir şehirdir. Fransız sömürge döneminde yapılan şehir planı nedeniyle şehir merkezi geniş caddeler, yüksek binalarla kaplıdır. İkiz kuleler şehrin en yüksek binalardır. Palmiye ağaçları ile süslenmiş olan şehirde liman şehrin can damarını oluşturmaktadır.
  • Tarihi eserlerin bulunmadığı şehirde, görülmesi gereken en önemli yapı, Mekke şehrindeki Mescid-i Haram’dan sonra dünyanın ikinci büyük cami özelliğini taşıyan Hassan II Cami’dir (Hassan II Mosque). Cami Fransız mimar Michel Pinseau tarafından tasarlanmış, Atlantik Okyanusu kıyısında deniz doldurularak kazanılan dokuz hektarlık alanda inşa edilmiştir. İçinde 25.000 erkek, 5000 kadın, avlusunda ise 80.000 kişi aynı anda namaz kılabilmektedir. İçi bej ve kahve rengi tonlarında dizayn edilmiş camide mermerler, ağaç oymalar inanılmaz güzelliktedir. Ağaç oyma tavanlardan sarkan avizeler muhteşemdir. Caminin tabanındaki cam bölümlerden alt kattaki mantar şeklinde yapılmış abdest alma yerlerinin bulunduğu bölüm görülmektedir. Cami alanı içinde hamam, konferanslar için medrese odaları, kütüphane, müze gibi bölümler bulunmaktadır. Üçte ikisi suyun altında inşa edilmiş olan caminin çatısı sıcak havalarda açılabilmektedir. 200 metre yüksekliğinde, dört köşeli, üst tarafı iki kademeli, üstü süslemeli, dünyanın en yüksek minaresi olan minaresi ise çok görkemlidir. Cami günde iki defa 11.00 ve 14.00’de gruplar halinde ziyaret edilebilmekte, bunun dışındaki zamanlarda sadece müslümanlar ibadet amacıyla camiye girebilmektedirler.
  • Hassan II Cami’nin batısında yer alan Corniche d’Aïn Diab, 8 km uzunluğundaki plajı, balık restaurantları ve otelleri ile şehrin en canlı bölgesini oluşturmaktadır. Atlantik Okyanusu’nun dev dalgalarının sahilleri dövdüğü bu alan sörf yapanlar için ideal bir yerdir. Sahilde dalgalı denize giremeyenler için özel deniz suyu ile doldurulmuş havuzlar bulunmaktadır.
  • Şehrin önemli meydanları şehrin merkezinde birbirine yakın mesafede olan Mohammed V (Place Mohammed V), Des Nations Unies (Place Des Nations Unies), önemli bulvarı Mohammed V (Boulevard Mohammed V), önemli caddeleri Des Forces Armées Royales (Avenue Des Forces Armées Royales) ve Hassan II (Avenue Hassan II)’dir.
  • Alışveriş yapmak isteyenler için şehirde iki medina bulunmaktadır. Bunlardan şehir merkezinde olan eski, merkezden oldukça uzak olan Quartier Habous yenidir. Ancak bu çarşılar Marrakech ve Fés şehirlerindekilere göre sönüktür. Bu nedenle bu şehirleri de ziyaret etmeyi düşünüyorsanız alışverişi daha sonraya bırakmanız daha uygun olacaktır.
    Casablanca, Ingrid Bergman ve Humphrey Bogart’ın oynadığı film ile tanınmıştır. Filimde yer alan barın orjinali şehirde olmamasına karşılık halen 50′nin üzerinde “Sam’in Barı”olarak çalışan bar bulunduğu söylenmektedir.
  • Casablanca çok tanınmış bir şehir olmasına rağmen en fazla bir gün geçirilebilecek, diğer Fas şehirleri yanında fazla bir özelliği olmayan Avrupa şehri havasında bir şehirdir.

RABAT

  • Atlantik Okyanusunun kıyısında Bou Regreg nehrinin kenarında yer alır. Nehir, Rabat ve Sala şehirlerini birbirinden ayırmaktadır. Arkeolojik bulgulara göre geçmişi Roma Dönemine kadar uzanmaktadır. 1150 yılı civarında Almohad döneminde, şehrin imarına başlanmış, şehrin duvar ve kapıları tamamlanmış ancak Hassan II Cami ve minaresi bitirilememiştir. Almohad Devleti’nin zayıflaması üzerine şehir önemini yitirmiştir. 1610 yılında İspanya kralı kendi ülkesindeki Moorları ülkeden sürmüş, bunların arasındaki Endülüs’ten gelen büyük bir göçmen kabilesi Rabat’a yerleşmiş, Rabat azınlıkların merkezi, nispeten otonom bir cumhuriyet olmuştur. Göçmenlerin getirdiği fonlar Avrupa gemilerine saldıran korsan filolarının kurulmasında kullanılmıştır. Bou Regreg Cumhuriyeti 1666 yılında Saadian Devleti’ne bağlanmış ancak XIX. yüzyılın ortalarına kadar korsanlık devam etmiştir. 1912 yılında Rabat Fas’ın başkenti olmuştur.
  • Rabat, Casablanca şehrine bir saat uzaklıktadır. Tren veya otobüsle Casablanca şehrinden sabah gidip, dolaştıktan sonra akşam geri dönebilirsiniz. Şehri yürüyerek, belli bölgelerini taksi ile kısa sürede gezebilirsiniz.
  • Şehirdeki en önemli yapı Bou Regreg Nehrine bir tepeden bakan, şehrin kuzeydoğusundaki Mohammed V Anıt Mezarı’dır (Mausoleum of Mohammed V). Girişinde atlı askerlerin nöbet tuttuğu, merdivenlerle çıkılan, yeşil çatılı anıt mezarın, dışı ve içindeki mermer ve ahşap elemanlar ince el işçiliği ile son derece görkemlidir. Anıt mezarın içine girince, altta, 3.5 metrelik bir platform üzerinde duran beyaz mermer mezar Mohammed V’in mezarıdır. Bu mezarın yanında kraliyet ailesine ait diğer mezarlar bulunmaktadır. Vietnamlı bir mimarın yaptığı anıt mezarın yanında küçük bir cami ve Almoid Devleti’nin tarihi ile ilgili eserlerin yer aldığı küçük bir müze bulunmaktadır. Anıt mezarın yanındaki geniş alanda İspanya’daki Cordoba Cami’ne rakip olarak dünyanın en büyük cami olarak inşa edilmek istenen Hassan II Cami’nin (Hassan II Mosque) 354 sütunun alt bölümleri ve tamamlanmamış minaresi yer almaktadır. Zaman ve 1755 depremi ile tahrip olan sütunlar ve minare bu haliyle bile bugün şehrin simgesi durumundadır.
  • Oudaïa Kasbah eski yerleşim bölgesi ise Hassan II Kulesi’ne yakın etrafı tümü ile surlarla çevrili, bir kalenin bulunduğu, bir bölümü XII, bir bölümü XVII ve XVIIII. yüzyılda yapılmış, mavi ve beyaz boyalı evlerin yer aldığı, dar sokakların, halen müze olarak kullanılan Moulay İsmaïl’in Sarayı’nın ve Rabat şehrinin en eski cami El Atika Cami’nin (El Atika Mosque) bulunduğu, Endülüs Bahçesini (Andalusian Garden) görebileceğiniz bir bölgedir. Surlarla çevrili alanın XII. yüzyılda yapılan Oudaïa Kapısı (Bab Oudaïa), Almohad askeri mimarisinin güzel bir örneğini oluşturmaktadır. Kaleden Hassan II Kulesi, nehir, okyanus ve Sala bölgesi çok güzel görünmektedir.
  • Şehrin kuzeybatısında Dar el Makhzen yer almakta, kralın yaşadığı sarayın bahçesi ve meydan gezilebilmektedir. Saray XIX. yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır.
  • Şehrin güneydoğusunda petit taksilerle önceden pazarlık ederek çok uygun fiyata bir tepe üzerinde kurulu bulunan Chellah Necropolis alanına gidebilirsiniz. Etrafı surlarla çevrili bu alan, kraliyet sarayına yakın mesafede olup, 8.30- 18.00 saatleri arası gezilebilmektedir.
  • Eski şehir Medina bölgesi, batıda Almohad Duvarı (Almohad Wall), güneyde XVII. yüzyıl Endülüs Duvarı (Andalusian Wall) ile çevrilidir. Medina bölgesinin içindeki çarşı, çarşıda Souk es Sebat (Rue Souk es Sebat), Souika (Rue Souika) sokakları görülmesi gereken yerleridir.
  • Had Kapısı (Bab el- Had) ile Sidi Maklouf Meydanı (Place Sidi Maklouf) arasında Medina bölgesini çevreleyen Endülüs Duvarları’nın önünden geçen Hassan II Bulvarı (Boulevard Hassan II) ile, yeni şehir tarafındaki Mohammed V Bulvarı (Boulevard Mohammed V) şehrin önemli bulvarlarıdır. Mohammed V Bulvarı, Medina bölgesinden XVIII. yüzyılda yapılan el- Souna Cami’ne (el- Souna Mosque) kadar uzanmakta, üzerinde Fransız döneminde yapılan şık apartmanlar, parlamento, postane binası gibi önemli yapılar yer almaktadır.
  • Büyük bölümü surlarla çevrili olan şehirde, Arkeoloji Müzesi, özellikle Roma antik Volubilis, Banasa, Tharmusida şehirlerinden getirilen önemli tarihi eserlerle doludur.

MEKNÈS

  • Meknés, kurulduğu X. yüzyıldan, XVII. yüzyıldaki Alaouite dönemine kadar küçük bir şehir olmaktan öteye gidememiştir. XVII. yüzyılda Moulay İsmaïl döneminde başkent olmuştur. Daha sonraki dönemlerde önemini yeniden kaybetmiştir. Halen Fas’ın beşinci büyük şehridir.
  • Şehir, Fés’e 50 km uzaklığındadır. Bu nedenle Fés’e giderken veya burada kalırken Meknés’e gidebilirsiniz. Fas’ın Versailles Sarayı olarak adlandırılan şehir, Yeni şehir (Ville Nouvelle), Medina ve Kraliyet şehri (Imperial City) olmak üzere üç bölgeden oluşmaktadır. Yeni şehir, Wadi Boufekrane’nın doğu tarafında, XX. yüzyıl Fransız sömürge döneminde kurulan, tepelik bir alanda yer alan bir bölgedir. Belediye binası ve mahkemenin bulunduğu meydan ana meydanıdır. Bu bölgeden eski şehir tarafı muhteşem görülmektedir. Wadi Boufekrane’nin batı tarafında iki bölge bulunmaktadır. Bunlardan ilki, etrafı surlarla çevrili olan kuzeydeki Medina Bölgesidir. Berrima ve eski Mellah’ı içine alan surlardan içeriye, surların çeşitli yerlerinde yer alan kapılardan girilmektedir. Bunlar arasında Berdaïne Kapısı (Bab el- Berdaïne), Jedid Kapısı (Bab el- Jedid), Berrima Kapısı (Bab Berrima) ve Khemis Kapısı (Bab el- Khemis) önemli kapılardır. Ortaçağ labirenti olan Medina’da tam bir karmaşa hakimdir. Bu bölgedeki önemli sokaklar arasında Karmouni (Rue Karmouni) ve Souika (Rue Souika) yer almaktadır. XVII ve XVIII. yüzyılı yansıtan geleneksel çarşılar, XII. yüzyılda Almoravid döneminde yapılan, XIV. yüzyılda yeniden inşa edilen, XVIII. yüzyılda minaresi yenilenen Büyük Cami (Grand Mosque), XIV. Yüzyılda Merinid döneminde yapılan Bou Inania Medresesi (Bou Inania Medersa), 1882 yılında yapılan muhteşem bir sarayın içinde yer alan, seramik, halı, ağaç, mücevher, metal ve Fas odalarının yer aldığı Dar Jamaï Müzesi (Musée Dar Jamaï) Medina içinde birbirine yakın mesafede yer alan önemli yerlerdir. Medina’nın güneyinde yer alan Mansaour el- Aleuj Kapısı (Bab Mansour el-Aleuj) ve el- Hedime Meydanı (Place el- Hedime) şehrin en önemli yerleridir. Kapı, muhteşem işçiliği ile Meknés şehrinin en büyük, Kuzey Afrika’nın en tanınmış kapısıdır. 16 metre yüksekliğinde 8 metre genişliğinde olan kapının yapımına 1672 yılında başlanmış, 1732 yılında tamamlanmıştır. Her türlü insanın yer aldığı el- Hedime Meydanı’na ise tam bir karmaşa hakimdir.
  • Medina bölgesinin güneyinde ondan dört kat büyük bir alanı kaplayan Kraliyet Şehri veya Moulay İsmaïl’in Kasbah’ı, Moulay İsmaïl tarafından yaptırılmıştır. Etrafı surlarla çevrilidir. Bahçelerle birbirinden ayrılan bina bloklarından oluşur. Kuzey doğusunda Dar Kebira, güneyinde Molay İsmaïl’in yaptırdığı kraliyet sarayı Dar El Makhzen bulunur. Sarayın çevresi kalın surlarla çevrilidir. Lalla Aouda Meydanı’nda bulunan Lalla Aouda Cami (Lalla Aouda Mosque) , Moulay İsmaïl’in Anıt Mezarı (Mausoleum of Moulay Ismaïl), saray ve kraliyet şehrinin su gereksinimini karşılamak için yaptırılan suni göl (Bassin de I’Aguedal) bu bölgenin önemli yerleridir.
  • Şehrin kuzey batısında, 31 km uzaklıkta, geçmişte zeytin işiyle uğraşan zengin Romalıların yaşadığı, eski Roma şehir kalıntılarının yer aldığı, mozaikleri ile dikkat çeken Volubilis, ile 27 km uzaklıkta Moulay Idriss’in Anıt Mezarı’nın bulunduğu, tepelik alanda kurulu Moulay Idriss yer almaktadır.

FÈS

  • İlk başkenttir. Fés Nehri’nin sağ tarafı Idriss I tarafından 789 yılında, sol tarafı oğlu Idriss II tarafından 808 yılında kurulmuştur. 818 yılında İspanya’nın Cordoba şehrinden, ayrıca Tunus Kairouan şehrinden mülteci aileler şehre gelmiş, bu iki topluluk sayesinde şehir birkaç yıl içinde islami Fas’ın önemli bir merkezi olmuştur. XI. yüzyılın ortalarında Almoravid döneminde iki şehri birleştirilmiş etrafı surlarla çevrilmiştir. 1145 yılında şehir Almohad Devleti’nin eline geçmiş, kültürel ve ekonomik merkez haline gelmiştir. 1250 yılında Merinid Devleti Fés’i başkent yapmış, eski şehrin batısında yeni kraliyet şehri (Fés el Jedid) kurulmuştur. 1666 yılında şehir Alaouit Devleti tarafından alınmış, Moulay İsmaïl Meknés’i başkent yapınca, şehir XX. yüzyılın başına kadar önemini yitirmiştir. 1912 yılında Fransa sömürge döneminde yeni şehir (Ville Nouvelle) kurulmuştur. Şehrin Fés el- Bali bölgesi, UNESCO’nun koruma programı içindedir.
  • Şehir, Ville Nouville, Fés el- Jedid ve Fés el –Bali olmak üzere üç bölgeden oluşmaktadır. Ville Nouvelle şehrin modern bölümünü oluşturmakta, başta Hassan II Bulvarı (Boulevard Hassan II) olmak üzere, şık bulvarlar, havuzlarla süslü meydanlar, caddeler, modern binalar, restaurantlar, yeşil alanlar ile şehrin diğer bölümlerinden farklılık göstermektedir. 15 kilometrelik bir alanı kapsayan bölgenin görülebilmesi için taksiye veya bulvardan kalkan turistlere yönelik küçük trene binmeniz gerekir. Turistik tren şehrin bu bölümünün ve Fés el Jedid Bölümü’nün yorulmadan kısa sürede gezilmesini sağlamaktadır. Şehirdeki büyük otellerin çoğu Ville Nouvelle Bölgesi’nde yer almaktadır.
  • Etrafı surlarla çevrili Fés el-Jedid bölgesinin batısında kraliyet sarayı- Dar el Makhzen ve onunla bağlantılı binalar ve Moulay Abdallah bölümü yer almaktadır. Yüksek duvarlarla çevrili 80 hektar alanı kaplayan sarayın muhteşem ana giriş kapısı Alaouite Meydanı’ndadır. İki giriş kapısı olan Moulay Abdallah bölgesi batıdan saray ve Fés el- Jedid duvarları ile çevrilidir. Sarayın hemen yan tarafında yer alan sokak diğer kraliyet şehirlerinde de bulunan Mellah- Musevi Mahallesi’ne uzanmaktadır. XIV. yüzyılda İspanya’dan gelen musevilerin yaşadığı bu mahallede Endülüs etkisi görülmektedir. Sinagog ve bir mezarlığın bulunduğu mahallede cumbalı ve balkonlu evlerin altında dükkanlar yer almaktadır. Museviler Fas’ta tuz ticareti ile uğraşmışlar, bu nedenle onların yaşadığı bölgelere Mellah adı verilmiştir. Bölgenin doğusunda ise yine iki giriş kapısı olan Müslüman bölgesi yer almaktadır. Bu bölgedeki binalar genelde harap durumdadır.
  • Şehrin kuzeyinde tepelik alanda yer alan Cherarda Kasbah bölgesi’nin etrafı da surlarla çevrilidir. Doğuda ve batıda iki anıtsal giriş kapısı olan bu bölgede diğer binaların yanında halen üniversite ve hastane bulunmaktadır.
  • Şehrin en önemli bölgesi etrafı surlarla çevrili Fés el Bali- Medina- eski şehir bölgesidir. Bölgeyi tanımanın en iyi yolu şehrin farklı tepelerinden kuşbaşı olarak bu bölgeyi seyretmektedir. XVI. yüzyılda Saadian döneminde inşa edilen Borj Sud Kalesi’nden Medina bölgesi çatısız, eski, sarı renkli, bir kaç katlı binaları ve merkezinde yer alan yeşil çatılı dini yapıları ile inanılmaz bir görüntü oluşturmaktadır. Benzer şekilde Merinid Mezarları’nın (Merinid Tombs) bulunduğu bölgenin kuzeyindeki tepeden ve XVI. yüzyıldan kalma Borj Nord Kalesi’nden de eski şehrin muhteşem görüntüsü görülebilmektedir.
  • Eski şehrin en önemli kapılarından biri Boujeloud Kapısı’dır (Bab Boujeloud). Kapının bir yüzü yeşil bir yüzü mavi renkli mozaik süslemelerle kaplıdır. 1913 yılında yapılan Fas mimarisinin güzel bir örneği olan anıtsal kapıdan yakınındaki Bou Inania Medresesi (Bou Inania Medersa) görülür. Medrese 1350-1355 yılları arasında Merinid döneminde yapılmış, minber ve minaresi olan, müslüman olmayanlarında girebildiği tek medresedir. İlahiyat Fakültesi olarak yapılan bina bugün müze olarak kullanılmakta, medresenin duvarlarındaki tahta oymalar Arap kültürünün bir eseri olarak günümüze kadar güzelliğini sürdürmektedir.
  • Medresenin karşısında Magana – Saat Kulesi ve Dar el- Bahta Müzesi (Musée Dar el- Bahta) yer almaktadır. 1873-1897 yılları arasında yapılan bir sarayda yer alan müze çok sayıda önemli tarihi esere ev sahipliği yapmaktadır.
  • Boujeloud Kapısı’ndan başlayan Talaa Kebira Sokağı (Rue Talaa Kebira) boyunca binlerce küçük dükkan yer alır. Çok sayıda önemli yapının bulunduğu, önemli geleneksel çarşılarla devam eden cadde Karaouiyine Cami’nde sona erer. Bu caddeye paralel uzanan onunla birleşen ikinci önemli sokak Talaa Seghira (Rue Talaa Seghira) Sokağı’dır.
  • Karaoiyine Cami (Karaoiyine Mosque), Tunus Kairouan şehrinden gelen Fatima Bint Mohammed el- Fihri tarafından 859 yılında yaptırılan, 14 giriş kapısı bulunan, 20.000 kişinin namaz kılabildiği eski bir camidir. Caminin ana giriş kapısının üzerinde bir kubbe yer almakta, bu kapıdan caminin avlusu ve abdest alma yeri görülmektedir. Kuleye benzeyen minaresi Almoravid tarzıdır. İslam dünyasının en büyük kütüphanelerinden birine sahip olan caminin çatısı tipik yeşil kiremitlerle kaplıdır. Camiye ibadet amaçlı girilebilmektedir. Caminin karşısında El Attarine Medresesi(El Atarine Medersa) ile yakınında El- Cherratine Medresesi (El-Cherratine Medarsa) yer almaktadır. Ayrıca XVIII. yüzyılda yapılan XIX. yüzyıl ortalarında restore edilen Moulay Idriss II Anıt Mezarı (Zaouia of Moulay Idriss II) ve muhteşem çeşmesi ile XVIII. yüzyılda yapılan, Kervansaray Fondouk el-Nejjarine bu bölgededir. Kervansaray UNESCO dünya mirası listesinde yer almaktadır.
  • Fés’in geleneksel çarşısı 300 hektarlık geniş bir alana yayılır. Her el sanatı kendi çarşısına sahiptir. Son derece karmaşık olan çarşıda ve eski şehirde rehbersiz gezme olanağı bulunmamaktadır. Medina bölgesindeki tüm sokaklar bu arada çarşı sokakları çok dar, pis, dükkanların çoğu bakımsız, yıkıntı halindedir. Sokakların dar olmasından dolayı mal taşımacılığı eşekler ve atlar yoluyla yapılmakta, kimi sokaklarda eşeklerle insanların aynı anda yürüme olanağı bulunmamaktadır. Kargaşa, kalabalık sokaklara ve her türlü malın satıldığı çarşıya hakimdir. Renkli, labirenti andıran sokakların bir bölümü ise insanı ürkütmektedir. Hırsızlık olasılığına karşı bu sokaklarda dikkatli olmanızda, sürekli etrafınızı kontrol etmenizde yarar vardır. Fés’in geleneksel çarşısı, Fas’ın en ucuz, en büyük çarşıdır. Çarşının en ilginç bölümü tabakhanelerin yer aldığı bölümdür. Bu bölgeye inanılmaz kötü bir koku hakimdir. Bu kokuya rağmen yüzyıllardır kullanılan tekneler içinde renkli kök boyaları ile tabaklanan derileri seyretmek, tekneler içindeki boyalı sular içinde yürüyen insanları izlemek, tabaklanmış, kuruması için teknelerin etrafındaki binaların çatıları üzerine serilmiş derileri görmek, daha sonra o derilerle yapılmış başta babuş olmak üzere çanta, kemer, ceketlere bakmak, almanız için ısrar eden satıcılarla boğuşmak inanılmaz bir deneyimdir. Ayrıca yünlerin kök boyalarla boyandığı atölyeler ile dünyaca ünlü Fés porselenlerinin yapıldığı atölyeler mutlaka görmeniz gereken yerlerdir.
  • Medina bölgesinin en önemli kapılarından biri de bölgenin güneydoğusunda yer alan Ftouh Kapısı’dır (Bab el-Ftouh) . Zafer Kapısı olarak bilinen bu kapı X. yüzyılda yapılmış, XVIII. yüzyılda değiştirilmiştir. Medina içindeki Endülüs bölgesi ile burada yer alan Endülüs Cami (Andalusian Mosque) görülmesi gereken diğer önemli yerlerdir.

MARRAKECH

  • Marrakech, Atlas Dağlarının eteğinde verimli bir vahada 1062 yılında Almoravid Devleti’nin başkenti olarak kurulmuş, bu dönemde şehir Endülüs mimarisinin en güzel örnekleri ile süslenmiştir. 1147 yılında şehir Almohad egemenliğinin altına girerek büyük bir islam başkenti olmuş, Afrika mimarisinin örneği olan Koutoubia Cami (Koutoubia Mosque) ve şehrin Kasbah bölgesi bu dönemde inşa edilmiştir. 1269 yılında şehir Merinid Devleti tarafından fethedilmiş ve başkentin Fés olması üzerine 200 yıldan fazla önemini yitirmiştir. Marrakech daha sonra Saadian Devleti’nin eline geçmiş ve eski zengin günlerine tekrar geri dönmüştür. Ancak 1668 yılında Alaouite egemenliğine girdikten sonra önce Fés sonra Meknés şehrinin başkent olması ile tekrar eski önemini yitirmiştir. 1912 yılında Fransız işgali sonrasında kentin modern Gueliz bölgesi kurulmuştur.
  • Günümüzde Marrakech, çöl ile kuzey Fas arasında bir geçit oluşturan, ülkenin üçüncü büyük şehridir. Şehirde doğal toprak rengi olan kızıl, mimariye de yansıtıldığından binalardan yollara, duvarlardan toprağa kadar her yer kızıl renktedir. Bu nedenle şehir ‘Kızıl Şehir’ olarak bilinmektedir. Şehir Ağa Han Mimarlık Ödülü almıştır.
  • Marrakech, Fas’ın diğer şehirleri gibi eski ve yeni şehir bölümlerinden oluşur. Eski şehir, çok sayıda giriş kapısı bulunan, kırmız toprak ve kirecin karışımı ile yapılmış, sağlam olması için üzerine hava boşlukları bırakılmış, surlarla çevrilidir. Almoravid döneminde yapımına başlanan Almohad döneminde güneye, Saadian döneminde kuzeye doğru genişletilen surlar 19 km uzunluğunda 2 metre genişliğinde, 9 metre yüksekliğindedir. Şehrin tüm önemli görülecek yerleri bu surların içinde yer alır.
  • Surların içindeki en önemli yapı, şehrin her yerinden görülen şehrin simgesi Koutoubia Cami’dir. 1147 yılında Almoravid Devleti’ne karşı kazanılan zaferin anısına Almohad Sultan Abd el- Moumen tarafından Batı Müslüman dünyasının en büyük cami olarak yaptırılmıştır. Adını yapıldığı dönemde çevresinde yer alan kitapçılardan almıştır. Minaresi islam sanatının önemli eserlerinden biri olup, İspanya Seville şehrindeki Giralda ve Rabat şehrindeki Hassan II Kulesi’ne model olmuştur. 70 metre yüksekliğinde, dört köşeli, üst tarafında ikinci bir kat eklemesi, minare üzerinde yer alan pencere açıklıklarının çevresinde gotik süslemeler, her iki katının da üst tarafında birkaç sıra turkuaz renkli çini kuşak bulunan minare görülmeye değer güzelliktedir. Çevresi yeşil alanlarla kaplı olan caminin, arka bölümünde, yürüyüş mesafesinde, surların hemen kenarında, şehrin ünlü otellerinden biri olan Mamounia Otel (La Mamounia Hotel) yer alır. Bab el- Jedid Caddesi (Avenue Bab el- Jedid) üzerinde olan bu otel, muhteşem bir bahçenin içinde, XVIII. yüzyılda yapılmış bir saray alanında, 1929 yılında açılmıştır.
  • Koutoubia Cami’nin önünden karşıya geçtiğinizde ise şehrin aynı zamanda Afrika’nın en canlı meydanı olan Jemaa el-Fna Meydanı’na (Place Jemaa el-Fna) ulaşırsınız. Gündüz özellikle gösterilerin başladığı ve seyyar yemek tezgahlarının kurulduğu akşam saatlerinde, aşırı derecede kalabalık olan bu meydan, bir açık hava tiyatrosu- bir ortaçağ panayırı görünümündedir. Bu meydanı çantanızı güvenliğe alarak, cebinize bol madeni para koyarak ve etrafınızı dikkatlice izleyerek dolaşmalısınız. Zira meydanda bir maymun gösterisini izlerken ansızın maymunu üzerinizde görebilirsiniz. Siz bağırırken birkaç dirhem karşılığı maymunu üzerinizden alır veya resim çekmenize izin verirler. Bir köşede müzikle kıvrılarak danseden bir yılan görürseniz sakın fazla yaklaşmayın. Yılan bir süre sonra o soğuk vücudu ile sizin boynunuzda olabilir.
  • Meydan; kağıt, el, falı bakan veya kına yapan, hediyelik eşya satan peçeli kadınlarıyla, beyaz giysiler içinde dans eden şarkı söyleyen geleneksel dansçılarıyla, etrafına toplanmış kalabalığa heyecanla hikaye anlatan hikaye anlatıcılarıyla, Meksikalıları hatırlatan renkli şapkaları ve kırmızı renkli süslü geleneksel kıyafetli su satıcılarıyla, renkli külah şeklinde başlıkları olan kaplarda baharat satan satıcılarıyla bambaşka bir dünyayı gözlerinizin önüne serer. Meydanın ortasında kurulan 200’e yakın yemek tezgahının yer aldığı bölümde ise Fas mutfağının tüm yemekleri çok kısa sürede hazırlanmakta, binlerce kişi burada bulunan tahta masa ve sandalyelere oturarak kısa sürede karnını doyurmaktadır. Yemek tezgahlarının bulunduğu bölgenin üzerinde, pişirilen yemeklerden çıkan dumanların oluşturduğu yoğun bir sis tabakası bulunmaktadır. Gezmekten veya kalabalıktan sıkılırsanız meydandaki şenliği izlemenin en iyi yolu, meydanın çevresindeki kahvelerden birinin üstündeki çatı katına çıkmaktır.
  • Şehrin Geleneksel Çarşısı (The Souk) meydanla iç içe geçmiş, çok büyük bir alana yayılmıştır. Çarşının sokakları çok dar, bakımsız, pis, inanılmaz kalabalıktır. Çarşının labirente benzeyen sokaklarında kaybolmamak için çarşıyı bilen biri ile gezmek veya her yerden görülen Koutoubia Cami’nin minaresinin bulunduğu yöne yönelmek en uygun yoldur. Üretilen ürünün cinsine göre düzenlenen çarşıda geleneksel her türlü ürünün üretildiği atölye ve satış yerlerinde her çeşit kalite ve fiyatta yiyecek ve eşya bulunmaktadır.
  • Koutoubia Cami’ne yakın Medina bölgesinin güneyinde yer alan, XII. yüzyılda kurulan Kasbah bölümünde ise şık minaresi ile 1184-1199 yılları arasında yapılan Kasbah Cami (Kasbah Mosque) ile Saadian Türbeleri (Saadian Tombs) önemli tarihi yerlerdir. Saadian Türbeleri, büyük bitkilerle kaplı cennet olarak tasvir edilen geniş bir bahçeye açılan iki türbe ve içinde başta Ahmed el- Mansour olmak üzere onun annesi ve sultanların yattığı mezarların bulunduğu bir yerdir. İki türbenin içi çok ince işlenmiş mozaik, alçı ve ahşap süslemelerle kaplıdır. Türbeler Saadian Devleti’nin izlerini ortadan kaldırmaya çalışan Alaouite Sultan Moulay Ismaïl tarafından duvarlarla örülüp dünyaya kapatılmış, 1917 yılında yeniden açılarak restore edilmiştir. Oldukça bakımsız olan Kasbah bölgesinde türbeye yakın mesafede XVI. yüzyılın son çeyreğinde, 1578 yılındaki zaferin anısına, Ahmed el-Mansour tarafından yaptırılan, 360 odalı El Badi Sarayı’nın (Palais el- Badi) kalıntıları yer alır. Saray XVII. yüzyılda yine Alaouite Sultan Moulay Ismaïl tarafından tahrip edilmiş, sarayın büyük bölümü sultanın Meknés şehrindeki sarayının inşa edilmesi için kullanılmıştır. Saray kalıntılarının yanında kraliyet sarayı Dar El Makhzen bulunmaktadır.
  • Görülmesi gereken diğer önemli saray meydana oldukça yakın mesafede olan Riad Zitoun Jedid Caddesi’nin köşesindeki Bahai Sarayı’dır (Palais Bahai). Geniş bir bahçeden sonra ulaşılan saray XIX. yüzyılın sonunda yapılmıştır. Farklı zamanlarda farklı mimarlar tarafından yapılan, farklı mimari özelliklere sahip olan saray, iki bölümden oluşur. Sarayda farklı renk ve motiflerle süslü mozaiklerle ve ahşap kaplamalarla süslenmiş çok sayıda oda, mermer ve bitkilerle kaplanmış, havuzların bulunduğu avlular yer alır. İçinde eşyanın bulunmadığı sarayın mozaikleri zaman içinde oldukça tahrip olmuş, bakımsız kalmıştır.
  • Bahai Sarayı’nın yakınında yer alan Dar Si Saïd Müzesi (Dar Si Saïd Museum) kalın duvarların içinde yer alan XIX. yüzyılda yapılmış bir sarayda hizmet vermektedir. Müzede Fas kültürü ile ilgili mücevher, kapı, halı, ağaç çok sayıda farklı ve değerli obje sergilenmektedir.
  • Surların içinde kalan eski şehrin sokaklarını gezerken yüzyıllar öncesine gider, renk cümbüşü, sefalet, farklı insan manzaraları ile karşılaşırsınız. Kimi zaman pislik, kimi zaman ağır kokular sizi etkiler. Sağlam görkemli tarihi binaların yanında yer alan kimi kaderine terk edilmiş, kimi hala kullanılan birçok bina sizi ortaçağ manzaraları ile karşı karşıya bırakır.
  • Koutoubia Cami’nin önünden geçen Mohammmed V Caddesinden (Avenue Mohammed V) yukarıya doğru yürürseniz eski şehirden ve sur içinden çıkarak şehrin yeni bölümü olan Gueliz bölgesine ulaşırsınız. Portakal ağaçları ile süslü bu geniş şık caddeyi yürüdükçe insan manzaraları, refah seviyesi, binalar değişmeye başlar. Bu yürüyüş sırasında aynı zamanda yüzyıllar arasındaki farkları da görebilme olanağına kavuşursunuz. Gueliz bölgesi yeni ve modern binaların yer aldığı bir bölgedir. Tarihi değeri olmayan bu bölgede ana merkez Zara ve Mcdonald’ın olduğu meydan ve civarıdır.
  • Bu bölgenin oldukça yakınında Majorelle Bahçesi (Majorelle Garden) yer almaktadır. Bahçe, Fransız ressam Jacques Majorelle tarafından, ressamın villa ve çalışma atölyesinin yer aldığı bir alan üzerine dünyanın farklı ülkelerinden getirilen bitkilerle oluşturulmuş, 1940 yılında halka açılmıştır. Ressamın 1962 yılınca ölümünden sonra bahçe tahrip olmuş, 1980 yılında, bahçe, Fransız modacı Yves Saint-Laurent tarafından satın alınarak yeniden düzenlenmiş ve dünyanın farklı yerlerinden getirilen bitki türleri ile zenginleştirilmiştir. Halen 300 türün üzerinde binlerce bitkinin yer aldığı bahçeye küçük bir giriş ücreti karşılığında girilmekte, ilk girişte yer alan küçük avludan sonra binlerce bitkinin çevrelediği, renkli saksıların ve oturma yerlerinin bulunduğu bir yürüyüş yolu ile halen müze ve satış yeri olarak kullanılan ressamın villası ile çalışma atölyesine ulaşılmaktadır. Turkuaz rengi ve mavi tonların hakim olduğu bina ve şık havuzlar geçildikten sonra yine canlı renkteki saksılarla etrafı dev bitkilerle çevrili küçük şık dinlenme köşeleri bulunan, yürüyüş yolu izlenerek girişe ulaşılmaktadır. Bahçede ayrıca Yves Saint Laurent adına yapılmış küçük bir köşe yer almaktadır.
  • Mohammed VI Caddesi (Avenue Muhammed VI) Marrakech şehrinin önemli caddesidir. Kilometrelerce devam eden, bu geniş, ortasında küçük havuzlar, çeşitli bitkiler, yürüyüş yolları ve dinlenme alanları bulunan cadde, şık tren istasyonuna, kraliyet tiyatrosuna ve şehrin en büyük otellerine ev sahipliği yapmaktadır.
  • Menara, şehirde Medina dışında kalan çok sayıda büyük bahçeden biridir. Zeytin ağaçlarının yer aldığı, 88 hektarlık bu bahçede, XII. yüzyılda Atlas Dağlarından getirilen sulama sistemi ile yapılmış içinde balıkların yer aldığı büyük bir havuz ile XIX. yüzyılın ikinci yarısında havuz kenarında inşa edilmiş küçük bir yazlık ev bulunur.
  • Medina bölgesinin güneyinde kraliyet sarayının yakınında XII. yüzyılda yapılmış, 3 km uzunluğunda, 1.5 km genişliğinde, içinde 2 büyük havuz bulunan, zeytin ve palmiye ağaçları ile süslü, Atlas Dağlarından gelen sularla sulanan şehrin en eski bahçesi olan Aguedal Bahçeleri (Aguedal Gardens) yer alır.
  • Şehrin güneydoğusunda 68 km uzaklıkta Ourika Vadisi (Ourika Valley) bulunur. Vadiyi görmek için taksi ile Atlas Dağlarının eteklerine gidebilir. Dağın eteklerinde kurulan Berberi köyleri ile vadi manzarası seyredebilir. Konuk olacağınız bir berberi evinde belli bir bahşiş karşılığında nane çayının yapılışı izleyebilir. Yerel kıyafetler içindeki Berberi ailelerin yoksulluk içindeki ilkel ev yaşantılarını görülebilirsiniz.
  • Şehirde gece gidebileceğiniz en ilginç eğlence “Chez Ali” adını taşıyan turistik bir mekandaki özel gecedir. Şehrin bir hayli dışında kurulan bu eğlence mekanında sizi atlı berberiler karşılamakta, birkaç dirhem karşılığında sizinle fotoğraf çektirmektedirler. Daha sonra Fas mimarisine göre yapılmış binalardan oluşan büyük bir alana girilmekte, ortada yer alan geniş alanın etrafında yemek için hazırlanmış büyük süslü çadırlar yer almaktadır. Kapıdan girişten itibaren yöresel müzikler eşliğinde, yöresel kıyafetler giymiş dans eden sanatçıların, arasından geçilerek, yemek yenilecek çadırlara ulaşılmaktadır. Şık döşenmiş çadırlarda siz, Fas mutfağının çeşitli örneklerini tadarken, kapıdan girişte gördüğünüz sanatçılar sıra ile çadırlara gelerek dans etmekte bahşiş toplamaktadırlar. Yemekler bittikten sonra çadırlar boşaltılmakta, meydanın ortasında bulunan geniş alanda ışık ve ses gösterileri eşliğinde dans ve atlarla silah gösterisi yapılmaktadır.

ESSAOUIRA

  • Marrakech’e 2.5 saat uzaklığında bir sahil şehridir. M.Ö VII. yüzyılda Fenikeliler şehrin bulunduğu alanda bir üs kurmuşlar, XV. yüzyılda Portekizliler burada Mogador adını verdikleri ticari ve askeri merkez oluşturmuşlardır. Ancak 1760 yılına kadar bu bölgede bir şehir kurulmamıştır. Alouite sultan Mohammed II, burada bir deniz üssü oluşturmaya karar verince Avrupa tarzında liman, kale yapılmış ve şehir kurulmuştur.
  • Şehir otellerin, restaurantların, modern binaların bulunduğu, geniş sahillerinin yer aldığı yeni bölüm ile etrafı surlarla çevrili eski şehir bölümünden oluşmaktadır. Eski şehir bölümümün, deniz tarafındaki surları, kalesi ile birlikte Avrupa tarzında, iç surları Marrakech şehrindekine benzer şekilde islami tarzda yapılmıştır. Surların içine, surların farklı yönlerinde yer alan kapılardan birinden girilebilmektedir. Surların içinde yine bir ortaçağ şehri ile karşılaşılmakta, bakımsız tarihi yapılar, geleneksel sanatlarla uğraşan sanatkarların atölyelerinin bulunduğu dar sokaklar, karmaşa burada da karşımıza çıkmaktadır. Ancak diğer şehirlerden farklı olarak şehrin bu bölümünde geniş caddeler de bulunmaktadır. Surların içinde çarşı bölgesinin yanı sıra Musevilerin yaşadığı eski Mellah bölgesi de yer almaktadır.
  • Şehirde iki kale bulunmaktadır. ilk kaleye çarşının içinden veya limana yakın cafelerin yer aldığı meydanın deniz tarafındaki bir ara sokaktan ulaşılmaktadır. Deniz tarafındaki kale, üzerinde topların sıralandığı, bir tarafında mavi kapı ve pencereli eski beyaz binaların yer aldığı, diğer tarafında okyanusun dev dalgalarının köpürerek sahile vurduğu surların üzerindeki platformla, çok hoş bir görüntüye sahiptir. Liman bölgesinde yer alan ikinci kale ise limana giden şık bir kapı ile muhteşem bir bütünlük oluşturmaktadır. Limanda küçük, çoğunlukla mavi renkte çok sayıda gemi ve balıkçı teknesi yan yana durmakta, yüzlerce martı kale ve limanın üzerinde uçmaktadır.
  • 1970’li yıllarda hippilerin, günümüzde sanatçıların merkezi olan şehirde ünlü ressam ve heykeltıraşların yaptığı resim ve heykellerin yer aldığı galeriler yer almaktadır. Galerilerde sergilenen, şehirde yaşayan Fas’lı ressamların yaptıkları tablolar, genelde Afrika sanatı ile Arap Berberi sanatının özelliklerini yansıtmaktadır. Ayrıca şehirdeki atölyelerde özel bir ağaçtan üretilen ahşap objeler Fas el sanatlarının inceliğini ve zerafetini sergilemektedir.
  • Şehrin güneyinde yer alan plajlar özellikle rüzgar sörfü yapmak isteyenler için mükemmel bir seçenek oluşturmaktadır. Şehirde uygun fiyata lezzetli deniz ürünlerini yiyebileceğiniz çok sayıda küçük restaurant bulunmaktadır.

---------------------------------------------------

*Bu yazı 2009 yılında Fas’a yaptığım gezi sırasında edindiğim izlenimler, rehberlerden ve aşağıda belirtilen kaynaklanan elde edilen bilgiler ışığında hazırlanmıştır. Yazıda cadde, sokak ve tarihi eserlerin orijinal isimlerinin kullanılmasına özen gösterilmiştir.
-All Marrakech, Escudo de Oro.,
-The Golden Book, Fes- Meknes, Bonechı, 2007.
-Dk, Eyewitnesss Travel Guides, Morocco, Doorling Kindersley Lmt, London, A Penguin Company, 2006. (kitabı Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya’da bulunan Remzi Ktabevi’den, bu kitabevinin bulunmadığı yerlerde www.
posta@remzi.com.tr adresinden sipariş vererek satın alabilirsiniz)
http://tr.wikipedia.org/wiki/Fas
www.enfal.de/fas.htm
http://kobi.mynet.com/pdf/Fas.pdf